Yiğit Çıplak Doğar Anadan
Not: Bu yazımızı Risale Haber'den de okuyabilirsiniz.
Ali Akbaş'ın yazdığı ve İbrahim Sadri'den yıllarca dinlediğimiz, Sirkeci'den Tren Gider şiirinden bir mısradır bu; 'yiğit çıplak doğar anadan' ifadesi. Sirkeci Tren Garı'nın ilk adı Gazi Ahmed Muhtar Paşa Garı imiş. Sonradan bu adı almış.
Gazi Ahmed Muhtar Paşa Bursa Hanedanından
Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Osmanlı'nın son döneminde hem siyasi hem askeri hem de bilimsel alanlarda, damga vurmuş biridir.
Tabii deryalar mesabesinde olan Osmanlı arşivlerinde böyle güzide şahsiyetlerin elyazısıyla karşılaşmak, okumak ve dahası bunu paylaşmak ayrı bir sevinç, ayrı bir heyecan hissi yaşamamıza vesile oluyor.
Ahmet Muhtar Paşa bu metinde kendisini mi tasvir etmiş bilinmez ama bir yiğidin ana özelliklerini yazmış; yiğit adam; hayatî bir yanlışa imza atmak yerine ölümü göze alıp hak ve hakikati savunan kişidir, diye özetleyebiliriz. Gazi Ahmet Muhtar Paşa imzalı bu vesikada yiğitliğin tarifini bir de orijinal nüshasından okuyalım.
Belgenin çevirisi;
Hû
Mücerred menâfi'-i zâtiyesi uğrunda her nev' me'âyibi kabûl ve icrâya cân atan kimesne elbette cebîndir.
Çünkü şecî', me'âyibden hiçbir şey kabûl edemez. Eğer kabûlde muztar kalırsa sonradan bir düziye rûhunun yarasını tahatturla müteellim olmağa bedel o anda ölümü tercîh eder. Hâsılı şecî', mahâsinle mülevven; cebîn, me'âyible mülevvestir.
Ne mutlu ol kimesneler ki şecî'ler kafâ-dârı ola.
fî 2 Receb sene 1316
Gazi Ahmed Muhtâr
Lügatler:
Hû (هو): Hüve, O, Allah. Besmelenin arşivdeki kodu.
Mücerred (مجرد): Yalnız, sadece, soyut
Menafi'-i zâtiyye (منافع ذاتیە): Şahsi çıkar
Her nev' (هر نوع): Her türlü
Me'âyib (معایب): Ayıplar, kusurlar
İcrâ (اجرا): Uygulamak
Kimesne (كمسنە): Kimse, kişi
Cebîn (جبین): Korkak, yüreksiz
Şecî' (شجیع): Cesur, yürekli, yiğit
Muztar (مضظر): Mecbur olmak, çaresiz kalmak
Bir düziye (بر دوزی یە): Sürekli olarak, hep aynı şekilde
Tahattur (تخطر): Hatırlamak
Müteellim (متألم): Elem duyan, acı çeken
Tercîh (ترجیح): Üstün tutma, iki şeyden biri beğenme, seçmek
Hâsıl (حصل): Sonuç, netice; sözün özü
Mahâsin (محاسن): Güzellikler
Mülevven (ملون): Renkli, rengarenk, renk renk
Mülevves (ملوث): Kirlenmiş, pis, lekeli
Ol: O
Kafâ-dâr (قفادار): Aynı düşüncede olan kişiler
Zafer Şık
Arşiv Uzmanı
Ek Malumat;
Gazi Ahmed Muhtar Paşa (Katırcıoğlu)
(1839-1919)
Gâzi Ahmet Muhtar Paşa, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nin Kafkasya cephesi komutanı, asker, gökbilimci, yazar, eğitici ve devlet adamıydı. Ayrıca 1912 yılında kısa bir süreyle Osmanlı İmparatorluğu’nun sadrazamlığını yapmıştır.
Ahmet Muhtar 1839 yılında Bursa’da doğdu. Babası İpekçi Halil Efendi’ydi. Babası 6 yaşında ölünce dedesi tarafından büyütülen Ahmet Muhtar İlk ve Orta eğitimini Bursa’da tamamladı. Bursa Askeri İdadisini bitirdikten sonra İstanbul’a giderek öğrenimini Harbiye Mektebi’nde sürdürdü. 1860 yılında Harbiye’yi birincilikle bitirerek kurmay yüzbaşı oldu.
Ahmet Muhtar Harbiye’den mezun olduktan sonraki ilk görevi Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa’nın yanında Karadağ Savaşlarına katılmak oldu. Savaş sırasında küçük bir süvari birliğiyle Ustruck Geçidi’ni ele geçirmeyi ve iki yerinden yaralanmasına rağmen destek kuvvetler gelene kadar geçidi elinde tutmayı başardı. Bu başarısından dolayı binbaşılığa yükseltildi. Harbiye Mektebi’ne dönerek bir süre eğiticilik yaptı. 1864 yılında Abdülaziz’in oğlu şehzade Yusuf İzzeddin Efendi’nin öğretmeni oldu. Şehzadeyle birlikte 1864-1867 yılları arasında İngiltere, Fransa, Almanya ve Avusturya’ya geziler yaptı.
Ahmet Muhtar 1867 yılında tekrar Karadağ’a döndü ve Karadağlılara karşı büyük başarılar kazandı. 1869 yılında Yemen’e tayin edildi. Yemen’deki Arap isyanlarına karşı kazandığı başarılardan dolayı 1871 yılında 33 yaşında Müşir (general) rütbesini kazandı ve Yemen’e vali oldu. Daha sonra Şumnu, Erzurum, Bosna-Hersek ve Karadağ’da görev yaptı. 93 Harbi’nin arifesinde padişah II. Abdülhamit tarafından Kafkas cephesinin başkomutanlığına getirildi.
Ahmet Muhtar Paşa başkomutanlık görevini üstlenmek üzere 16 Mart 1877 tarihinde deniz yoluyla Trabzon’a, oradan da 30 Mart 1877’de Erzurum’a ulaştı. 27 Nisan’da Rus birlikleri Doğubeyazıt’ı işgal ettiler. 17 Mayıs’ta Ardahan Rusların eline geçti. Ahmed Muhtar Paşa Erzurum’u savunmak için Zivin’de bir savunma hattı oluşturdu. Komuta ettiği ordular Ruslara karşı 25 Ağustos’ta Gedikler Muharebesi, 24 Ekim’de ise Yahniler Muharebesini kazandılar. Mareşal rütbesine yükseltildi ve Gâzi ünvanını aldı.
Ancak Alacadağ Muharebesinde komuta ettiği Osmanlı ordusu yenilince, Ahmed Muhtar Paşa ordusuyla Erzurum’a çekildi. Ruslara karşı çok daha az bir asker gücüyle savaşmasına rağmen Aziziye Tabyası’nda Rusları defalarca geri püskürtmeyi başardı. İstanbul’dan asker desteği istemesine rağmen asker yardımı alamayınca Kafkas ordusunu Bayburt’a çekmeğe karar verdi.
Bu sırada Tuna Cephesindeki Rus ordularının İstanbul’a yaklaşması üzerine İstanbul’a çağrıldı ve Çatalca’da Ruslara karşı bir savunma hattı kurmakla görevlendirildi. Ruslarla Ayastefanos Antlaşması görüşmeleri başlayınca savunma hattı Bakırköy’e kadar çekti. Savaşın son günlerinde Erkan-ı Harbiye başkanlığına getirildi.
Ahmed Muhtar Paşa 93 Harbi sonrasında Tophane-i Amire yöneticiliği, Manastır Valiliği ve Üçüncü Ordu müfettişliği gibi görevlerde bulundu. 1882-1908 yılları arasında Fevkalade Komiser görevine atanarak 26 yıl Mısır’da yaşadı. Balkan Savaşı’nda az önce V. Mehmet Reşat saltanatında 22 Temmuz 1912 – 29 Ekim 1912 tarihleri arasında üç ay sekiz gün Sadrazam oldu. Ancak bu görev kısa ömürlü oldu. Balkan Savaşları’nın çıkması üzerine Ahmed Muhtar Paşa’nın önerisiyle 5 Ağustos 1912’de 4. Meclis-i Mebusan dağıtıldı. Sıkıyönetim ilan edildi. 29 Ekim 1912’de de Ahmed Muhtar Paşa sadrazamlık görevinden istifa etti.
93 Harbi’ndeki anılarını savaşın ardından Sergüzeşt-i Hayatım’ın Cild-i Sanisi adlı bir eserde toplamıştır. Ahmed Muhtar Paşa askerlik yeteneğinin yanısıra gökbilim ve matematiğe ilgi duymaktaydı. Uluslararası saat sistemi ve Miladi takvim sisteminin kullanılmasını Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk defa ileri sürdü. Bu konuda Islahatül'-Takvim adlı bir kitap yazmıştır. Ayrıca İstanbul’daki Darüşşafaka Lisesi’nin kurucusudur.
21 Ocak 1919 yılında 80 yaşındayken İstanbul’da vefat etti ve Fatih Camii avlusuna gömüldü.
Kronolojisi;
Yemen vâlisi Eylül 1871-Mayıs 1873; Nafıa nazırı Mayıs-Temmuz 1873; 2.Ordu komutanı Ağustos 1873-Eylül 1874; Erzurum vâlisi ve 4. Ordu komutanı Kasım 1874-Aralık 1875; Hassa Ordusu komutanı Aralık 1875-Haziran 1876; Girit vâlisi Ocak-Şubat 1877; 4. Ordu komutanı Mart 1877-Ocak 1878 ilaveten 1877-78 Osmanlı-Rus
harbinde Anadolu Ordusu komutanı Nisan-Aralık 1877; Tophane müşiri Nisan-Haziran 1878; 3. Ordu komutanı ve Manastır vâlisi Mart 1879-Ağustos 1880; Mısır fevkalade komiseri Aralık 1885-Ocak 1909; Meclis-i â’yân azası Aralık 1908; Meclis-i â’yân reisi Eylül 1911-Temmuz 1912; Sadrazam Temmuz-Ekim 1912.
Ali Akbaş'ın yazdığı ve İbrahim Sadri'den yıllarca dinlediğimiz, Sirkeci'den Tren Gider şiirinden bir mısradır bu; 'yiğit çıplak doğar anadan' ifadesi. Sirkeci Tren Garı'nın ilk adı Gazi Ahmed Muhtar Paşa Garı imiş. Sonradan bu adı almış.
Gazi Ahmed Muhtar Paşa Bursa Hanedanından
Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Osmanlı'nın son döneminde hem siyasi hem askeri hem de bilimsel alanlarda, damga vurmuş biridir.
Tabii deryalar mesabesinde olan Osmanlı arşivlerinde böyle güzide şahsiyetlerin elyazısıyla karşılaşmak, okumak ve dahası bunu paylaşmak ayrı bir sevinç, ayrı bir heyecan hissi yaşamamıza vesile oluyor.
Ahmet Muhtar Paşa bu metinde kendisini mi tasvir etmiş bilinmez ama bir yiğidin ana özelliklerini yazmış; yiğit adam; hayatî bir yanlışa imza atmak yerine ölümü göze alıp hak ve hakikati savunan kişidir, diye özetleyebiliriz. Gazi Ahmet Muhtar Paşa imzalı bu vesikada yiğitliğin tarifini bir de orijinal nüshasından okuyalım.
Belgenin çevirisi;
Hû
Mücerred menâfi'-i zâtiyesi uğrunda her nev' me'âyibi kabûl ve icrâya cân atan kimesne elbette cebîndir.
Çünkü şecî', me'âyibden hiçbir şey kabûl edemez. Eğer kabûlde muztar kalırsa sonradan bir düziye rûhunun yarasını tahatturla müteellim olmağa bedel o anda ölümü tercîh eder. Hâsılı şecî', mahâsinle mülevven; cebîn, me'âyible mülevvestir.
Ne mutlu ol kimesneler ki şecî'ler kafâ-dârı ola.
fî 2 Receb sene 1316
Gazi Ahmed Muhtâr
Lügatler:
Hû (هو): Hüve, O, Allah. Besmelenin arşivdeki kodu.
Mücerred (مجرد): Yalnız, sadece, soyut
Menafi'-i zâtiyye (منافع ذاتیە): Şahsi çıkar
Her nev' (هر نوع): Her türlü
Me'âyib (معایب): Ayıplar, kusurlar
İcrâ (اجرا): Uygulamak
Kimesne (كمسنە): Kimse, kişi
Cebîn (جبین): Korkak, yüreksiz
Şecî' (شجیع): Cesur, yürekli, yiğit
Muztar (مضظر): Mecbur olmak, çaresiz kalmak
Bir düziye (بر دوزی یە): Sürekli olarak, hep aynı şekilde
Tahattur (تخطر): Hatırlamak
Müteellim (متألم): Elem duyan, acı çeken
Tercîh (ترجیح): Üstün tutma, iki şeyden biri beğenme, seçmek
Hâsıl (حصل): Sonuç, netice; sözün özü
Mahâsin (محاسن): Güzellikler
Mülevven (ملون): Renkli, rengarenk, renk renk
Mülevves (ملوث): Kirlenmiş, pis, lekeli
Ol: O
Kafâ-dâr (قفادار): Aynı düşüncede olan kişiler
Zafer Şık
Arşiv Uzmanı
Ek Malumat;
Gazi Ahmed Muhtar Paşa (Katırcıoğlu)
(1839-1919)
Gâzi Ahmet Muhtar Paşa, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nin Kafkasya cephesi komutanı, asker, gökbilimci, yazar, eğitici ve devlet adamıydı. Ayrıca 1912 yılında kısa bir süreyle Osmanlı İmparatorluğu’nun sadrazamlığını yapmıştır.
Ahmet Muhtar 1839 yılında Bursa’da doğdu. Babası İpekçi Halil Efendi’ydi. Babası 6 yaşında ölünce dedesi tarafından büyütülen Ahmet Muhtar İlk ve Orta eğitimini Bursa’da tamamladı. Bursa Askeri İdadisini bitirdikten sonra İstanbul’a giderek öğrenimini Harbiye Mektebi’nde sürdürdü. 1860 yılında Harbiye’yi birincilikle bitirerek kurmay yüzbaşı oldu.
Ahmet Muhtar Harbiye’den mezun olduktan sonraki ilk görevi Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa’nın yanında Karadağ Savaşlarına katılmak oldu. Savaş sırasında küçük bir süvari birliğiyle Ustruck Geçidi’ni ele geçirmeyi ve iki yerinden yaralanmasına rağmen destek kuvvetler gelene kadar geçidi elinde tutmayı başardı. Bu başarısından dolayı binbaşılığa yükseltildi. Harbiye Mektebi’ne dönerek bir süre eğiticilik yaptı. 1864 yılında Abdülaziz’in oğlu şehzade Yusuf İzzeddin Efendi’nin öğretmeni oldu. Şehzadeyle birlikte 1864-1867 yılları arasında İngiltere, Fransa, Almanya ve Avusturya’ya geziler yaptı.
Ahmet Muhtar 1867 yılında tekrar Karadağ’a döndü ve Karadağlılara karşı büyük başarılar kazandı. 1869 yılında Yemen’e tayin edildi. Yemen’deki Arap isyanlarına karşı kazandığı başarılardan dolayı 1871 yılında 33 yaşında Müşir (general) rütbesini kazandı ve Yemen’e vali oldu. Daha sonra Şumnu, Erzurum, Bosna-Hersek ve Karadağ’da görev yaptı. 93 Harbi’nin arifesinde padişah II. Abdülhamit tarafından Kafkas cephesinin başkomutanlığına getirildi.
Ahmet Muhtar Paşa başkomutanlık görevini üstlenmek üzere 16 Mart 1877 tarihinde deniz yoluyla Trabzon’a, oradan da 30 Mart 1877’de Erzurum’a ulaştı. 27 Nisan’da Rus birlikleri Doğubeyazıt’ı işgal ettiler. 17 Mayıs’ta Ardahan Rusların eline geçti. Ahmed Muhtar Paşa Erzurum’u savunmak için Zivin’de bir savunma hattı oluşturdu. Komuta ettiği ordular Ruslara karşı 25 Ağustos’ta Gedikler Muharebesi, 24 Ekim’de ise Yahniler Muharebesini kazandılar. Mareşal rütbesine yükseltildi ve Gâzi ünvanını aldı.
Ancak Alacadağ Muharebesinde komuta ettiği Osmanlı ordusu yenilince, Ahmed Muhtar Paşa ordusuyla Erzurum’a çekildi. Ruslara karşı çok daha az bir asker gücüyle savaşmasına rağmen Aziziye Tabyası’nda Rusları defalarca geri püskürtmeyi başardı. İstanbul’dan asker desteği istemesine rağmen asker yardımı alamayınca Kafkas ordusunu Bayburt’a çekmeğe karar verdi.
Bu sırada Tuna Cephesindeki Rus ordularının İstanbul’a yaklaşması üzerine İstanbul’a çağrıldı ve Çatalca’da Ruslara karşı bir savunma hattı kurmakla görevlendirildi. Ruslarla Ayastefanos Antlaşması görüşmeleri başlayınca savunma hattı Bakırköy’e kadar çekti. Savaşın son günlerinde Erkan-ı Harbiye başkanlığına getirildi.
Ahmed Muhtar Paşa 93 Harbi sonrasında Tophane-i Amire yöneticiliği, Manastır Valiliği ve Üçüncü Ordu müfettişliği gibi görevlerde bulundu. 1882-1908 yılları arasında Fevkalade Komiser görevine atanarak 26 yıl Mısır’da yaşadı. Balkan Savaşı’nda az önce V. Mehmet Reşat saltanatında 22 Temmuz 1912 – 29 Ekim 1912 tarihleri arasında üç ay sekiz gün Sadrazam oldu. Ancak bu görev kısa ömürlü oldu. Balkan Savaşları’nın çıkması üzerine Ahmed Muhtar Paşa’nın önerisiyle 5 Ağustos 1912’de 4. Meclis-i Mebusan dağıtıldı. Sıkıyönetim ilan edildi. 29 Ekim 1912’de de Ahmed Muhtar Paşa sadrazamlık görevinden istifa etti.
93 Harbi’ndeki anılarını savaşın ardından Sergüzeşt-i Hayatım’ın Cild-i Sanisi adlı bir eserde toplamıştır. Ahmed Muhtar Paşa askerlik yeteneğinin yanısıra gökbilim ve matematiğe ilgi duymaktaydı. Uluslararası saat sistemi ve Miladi takvim sisteminin kullanılmasını Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk defa ileri sürdü. Bu konuda Islahatül'-Takvim adlı bir kitap yazmıştır. Ayrıca İstanbul’daki Darüşşafaka Lisesi’nin kurucusudur.
21 Ocak 1919 yılında 80 yaşındayken İstanbul’da vefat etti ve Fatih Camii avlusuna gömüldü.
Kronolojisi;
Yemen vâlisi Eylül 1871-Mayıs 1873; Nafıa nazırı Mayıs-Temmuz 1873; 2.Ordu komutanı Ağustos 1873-Eylül 1874; Erzurum vâlisi ve 4. Ordu komutanı Kasım 1874-Aralık 1875; Hassa Ordusu komutanı Aralık 1875-Haziran 1876; Girit vâlisi Ocak-Şubat 1877; 4. Ordu komutanı Mart 1877-Ocak 1878 ilaveten 1877-78 Osmanlı-Rus
harbinde Anadolu Ordusu komutanı Nisan-Aralık 1877; Tophane müşiri Nisan-Haziran 1878; 3. Ordu komutanı ve Manastır vâlisi Mart 1879-Ağustos 1880; Mısır fevkalade komiseri Aralık 1885-Ocak 1909; Meclis-i â’yân azası Aralık 1908; Meclis-i â’yân reisi Eylül 1911-Temmuz 1912; Sadrazam Temmuz-Ekim 1912.
Yorumlar
Yorum Gönder