Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

1925'te Yeni Bir Milli Marş Müsabaka İlan Metni

Resim
 1925'te YENİ BİR MİLLİ MARŞ MÜSABAKA İLANI Bilumum şair ve gazetelere… Milli marş güftesinin tesbiti için müsabaka… Açık bir Türkçe ile veciz surette Türklüğün varlığını, büyük mazisini ve daha büyük istikbalini ifade etmelidir… Kaleme alınacak eserlerin 1342 (1926) Kanunısani (ocak) nihayetine kadar Maarif Vekaletine gönderilmesi lazımdır… Akif Bey Efendi'nin İstiklal Marşı unvanlı eseri büyük mücadelemizin kutsi bir hatırası olarak saklanacak ve milli marş yanında istiklal marşı ünvanına haiz olarak merasimde söylenecektir. Fî 10 Teşrinisani (kasım) sene 341 (1925) Maarif Vekaleti vekili (imza) Not: Belgenin bütününü YouTube'da Zafer Şık kanalımızda bulabilirsiniz.

İstiklal Marşımız Ne Zaman Resmi Marş Olarak Kabul Edildi?

Resim
 İSTİKLAL MARŞIMIZ NE ZAMAN RESMİ MARŞ OLARAK KABUL EDİLDİ? Hepimiz İstiklal Marşı'mızın kabulünü 12 Mart 1921 biliyoruz. Çok yerde de yazıyor. Hatta TBMM 2021'i İstiklal Marşı'nın 100. yılı olması münasebetiyle "İstiklal Marşı Yılı" ilan etti. Pekiyi 20 Eylül 1924 tarihli bu vesikada dönemin Milli Eğitim Bakanlığı, "Resmen kabul edilmiş, istiklal marşı yoktur." neden demiş! Daha evvel İstiklal Marşı'mızı ilk değiştirme girişimlerinin 1925-26'da olduğu yazmıştım. Yanılmışım meğer. 9 Ağustos 1923'te Milli Eğitim Bakanlığı'nca bir heyet, 50 küsur marş arasında Ali Rıfat Bey'in şiirini istiklal marşı olarak intihab etmiş. Soru şu; hakikat şairimiz Mehmed Akif'in yazdığı marş, İstiklal Marşı olarak ne zaman resmi olarak kabul edildi? Zafer Şık

Bu Belgeleri Mehmet Akif Düşmanlarının Gözlerine Sokuyorum

Resim
Bu Belgeleri Mehmet Akif Düşmanlarının Gözlerine Sokuyorum  Akif'in şairliğine, İstiklal Marşı'mızdaki sözlere kem söz söyleyenler bir tarafa bir de din eğitimi bilgisi olmadığını iddia eden, akılları gözlerine inmiş zavallılar bu belgeleri alıp alıp okusunlar. Zaten bunların çoğu da bu vesikaları dahi okuyamayacak düzeyde. Okusa da anlamak için elli defa lügate bakmak zorunda kalan klavyeşörler! Akif gibi insaflı hakikat şairi bir zata hadsiz elfaz-ı galiza yetiştirip kendilerini yetiştirememiş veya iz'an ve basiretten mahrum bir güruh…  Malesef kendi birikimi olmayan, okumayan, okusa da okuduğunu bir mihenge vurup tartacak istidada da sahip olmadığından başkalarının aklıyla hareket edenler var. Bu belgelere vicdanınızla bakınız, tarih 1925. Diyanet İşleri Başkanlığı adına Aksekili Ahmed Hamdi hazretleri Beyoğlu 4. Noteri'nden bir mukavelenameye imza atıyor. Peki bu mukavelenamede ne var? Diyanet İşleri Başkanlığı, Mehmed Akif ile büyük müfessir Elmalılı Hamdi Yazır

Mehmet Akif Ne Dedi, Kadir Mısıroğlu Ne Anladı

Resim
Mehmet Akif Ne Dedi, Kadir Mısıroğlu Ne Anladı  Hem Mehmet Akif hem de Kadir Mısıroğlu İslam için çile çekenlerden… Arşiv belgeleriyle de sabittir ki Akif, ahir ömrüne kadar yani yaşlılık döneminde dahi tarassut altında bir hayat yaşadı. Kadir Mısıroğlu, Allah için haykırdıklarından dolayı bir müddet hapis yattı ama daima bildiği hakikati haykırmaya devam etti. Korkmadan… Ama Mehmet Akif deyip geçmeyin! O sadece bir şair değildi. Aynı zamanda müfessir idi. Müfessir nedir? Kur’an-ı Kerim’i ayet ayet izah edebilecek Arapça bilgisi, hadis, kelam, akaid, siyer, fıkıh vs. bilgisi en üst seviyede olan kişidir. Osmanlı’nın son döneminde gerek dâhilden gerek hariçten gelebilecek suallere cevap verebilecek bir heyet kurulmuştu; Darü’l-Hikmeti’-l-İslamiye. Osmanlı döneminin İslam akademisi denilebilir. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Elmalılı Hamdi Yazır, Mustafa Âsım, Mehmed Rebîî, Ahmed Râsim Avnî, İzmirli İsmail Hakkı, İzmirli Hâfız İsmail, Ermenekli Mustafa Saffet, Hüseyin Kâmil, Ferid (Ka

Osmanlı'da Sayılar

Resim
 OSMANLI'DA SAYILAR Osmanlı arşivlerinde 100.000 (yüzbin) sayısı YÜK olarak ifade ediliyor. Bu sayılar sadece akçe yani para ifadelerinde değil aded, miktar belirten her şeyde kullanılıyordu. Peki yük'ün katları var mı? Varsa nelerdir? Daha evvel latin harfleriyle basılı hiçbir kaynakta bu bilgiye denk gelmediğimi ifade ederek, yazma eser bir kitapta tevafuk ettiğim bu kıymetli bilgiyi paylaşmak istiyorum; 100.000 = 1 yük  100.000 yük = 1 hazine  100.000 hazine = 1 define  100.000 define = 1 mal  100.000 mal = 1 mağara  100.000 mağara = 1 kubbe   Yani 1 kubbenin sayısal değeri; 1.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000  Günümüzde bu sayı nasıl okunuyor acaba?  Ecdadımızdan yadigar ıstılahlardan; hazine bulmak, define bulmak, habbeyi kubbe yapmak mağara dolusu, mal da yalan mülk de yalan vs sözlerinin manasını bir de bu nazarla mı değerlendirmek gerekiyor acaba? Ne dersiniz…  Zafer Şık OSMANLI'DA SAYILAR 2 Öncelikle dün yazma bir eserden alıp paylaştığım metinde gayet açık

Ertuğrul Alayı'nın Tarihçesi

Resim
 Ertuğrul Alayı'nın Tarihçesi Ertuğrul Alayı veya nam-ı diğerle Ertuğrul Süvari Alayı Sultan Abdülhamid'in ilk döneminde teşkil edilmiştir (Arşiv kodu: Y..MTV. 20/93). Ertuğrul Alayı'nın mevkii, Davutpaşa Kışla-yı hümayunu'dur. 17 Mart 1886'da kurulan Ertuğrul Alayı'nın kumandanlığına 5. Süvari Alayı kumandanı Süleyman Bey tayin edilmiştir (Kaynak kodu: İ..DH.. 982-77506). Ertuğrul Alayı'nın, toplam asker sayısı Nisan 1886'da tam olarak 570 kişidir. Teşkil edildiği ilk dönemdeki binek sayısı da 653'tür (Arşiv kodu: Y..MTV. 20/98). Gün geçtikçe asker mevcudu önce 611'e sonra 632'ye ve Ağustos 1886'da ise 784'e çıkarılmıştır (Arşiv kodu: Y..PRK.ASK. 34/31) Osmanlı'nın kuruluş toprakları olan Söğüt ve civarından olanlar buraya alınıyordu. Sultan Abdülhamid'in ertrafında çok hainler bulunduğundan koruma için etrafına bu alaydan nöbetçi askerler yerleştirirdi. Zafer Şık

Lozanın Gizli Maddeleri; Amerika'dan Osmanlı'ya (Ankara Hükümeti) 7 Maddelik Muhtıra

Resim
 Lozanın Gizli Maddeleri; Amerika'dan Osmanlı'ya (Ankara Hükümeti) 7 Maddelik Muhtıra  1- Gayrımüslimlerin menfaati için kapitülasyonların devam ettirilmesi,  2- Terbiyeye dair, dini ve insanlığa faydalı (gayrımüslimlere ait) kurumların (okul, kilise, havra, cemiyetler vs.) korunması için kuvvetli bir güvence verilmesi,  3- Ticaret serbertliği,  4- Zarar gören Amerikalılara tazminat ödenmesi,  5- Azınlıkların korunması için çok güçlü bir teminat,  6- Boğazların tamamıyla serbest bırakılacağına dair söz, güvence,  7- Fen ve tarih alanlarınki araştırmalara kolaylık sağlanması.   Belgenin bir kısmını Yotube kanalımızda okuduk. Lütfen Youtube'taki bu videomuzu beğenin ve yorumlarınız destek olun. Ayrıca sosyal medya hesaplarınızda, grup ve sayfalarda, Whatsapp durumlarınızda vs. paylaşırsanız daha fazla kişiye ulaşmasında katkınız olacaktır. Teşekkürler Zafer Şık Belge Özeti: Lozan'da yapılacak sulh konferansında Amerika'nın takib edeceği metotla ilgili Amerikan Sefaret

Osmanlı'nın İlk Gazetesi Takvim-i Vakayi'in Gerçek Yayın Tarihi

Resim
Osmanlı'nın İlk Gazetesi Takvim-i Vakayi'in Gerçek Yayın Tarihi Doğal olarak hepimiz Osmanlı'nın ilk gazetesi olan Takvim-i Vakayi'in Sultan 2. Mahmud devrinde 1831'de yazılıp neşredildiğini biliyoruz.  Çünkü okul hayatımızın her safhasında bize böyle öğretildi. Ortaokulda, lisede, üniversitede… Hatta üniversite imtihanlarında ve KPSS'de dahi sorulan bir soru…  Gel gör ki bu tarih yanlışmış. 1831 değil de 1825'miş. Çünkü 1831'de ilk matbu baskı olan Takvim-i Vakiyi'in öncesi var. Sultan 2. Mahmud 1825'te devrin vakanüvisi olan yani devlet tarihçisi olan Mehmed Esad Efendi'ye 1823'ten itibaren cereyan eden hadiseleri yazmasını istediğini devlet arşivlerinde tevafuken karşılaştığım bir kaç nüshadan anlaşılıyor.  Evet, Takvim-i Vakayi ilk defa hicri 1241'de yani 1825'te ama 1823 yılı hadiselerinden başlayarak yıllık ve kitap suretinde kaleme alındığı belgelerden anlaşılıyor. Matbu olarak ilk defa 1247'te neşre başlaması ve matbu

Başlık Parasının Osmanlı'da Halifenin Emri ve Şeyhülislamın Fetvasıyla Yasaklanması

Resim
 Osmanlı'da Başlık Parası Uygulaması Başlık parası; evlenecek bir adama kız babası veya teallukatı tarafından mihr-i muaccel harici istenen para vs. demektir. Bu cahiliye devri muamele Osmanlı döneminde de vardı ve malesef Doğu-Güneydoğu bölgelerimiz başta olmak üzere bugün de varlığını sürdürmektedir. Evladını bir meta suretinde gören bu zihniyete karşı Osmanlı'da da, bu sefil adete karşı 1850 tarihinde hem halifenin hem de devrin şeyhulislamı tarafından yasaklandığını ve bu emrin ilgili bütün yerlere yollandığını görüyoruz. Bazı ulema; halife olan zat eğer ki vefat etmiş dahi olsa İslam'a zıt olmamak kaydıyla verdiği emirlere itaat farzdır, demişler (Mürşidü'l-ihvan fi Hakki'd-duhan adlı eserde mealen böyle geçiyor.)  Bir arşiv vesikasında da kızın ağabeyleri tarafından başlık parası istendiği ve bu hususun fesh-i nikahı netice verip vermeyeceği hususu daire-i meşihata sorulmuş. Nerden bakarsak bakalım, İslam'ın ruhuna zıt ve insanlıkla bağdaşmayacak bir hasta

İdris-i Bitlisî Katil mi Kahraman mı?

Resim
 Tarihi araştırmalardan yoksun ki zaten içinde bir Osmanlı adavetini daima diri tutanlar, "İdris-i Bitlisî 40 bin kızılbaşı katletti." diyerek hem İdris-i Bitlisî'ye hem Yavuz Sultan Selim'e esasen Osmanlı'ya saldırıp galiz küfürler ediyorlar. 500 sene sonra gelip hiç sorgulama yapmadan yapılan bu taarruzlar ahlaki değildir. Evvela şunları sormak lazım; - Gerçekten 40 bin kızılbaş katliamı var mıdır?  - Sayı ne kadar olursa olsun nedeni nedir? gibi o zamanın koşulları göz önüne alınarak değerlendirilmelidir. Bir de bu iddiayı söyleyenler diyorlar ki, İdris-i Bitlisî (İdris b. Hüsameddin) bunu Selimname adlı eserinde yazmış. Buradan başlayalım. Osmanlı, İslam'ın iktizasınca savaşta dahi katliam yapmamıştır. Selimname veya Selim Şah-name denilen bu kısa eser meşhur Heşt Behişt'e zeyl olarak yazılmıştır. Asıl adı da Zeyl-i Heşt Behişt'tir. Bursalı Mehmed Tahir, Sebilü'r-reşad'ta bu zeylin İdris-i Bitlisi'nin oğlu Ebu'l-fadl Mehmed Efendi t

İslam Düşmanı pierre lotinin Gerçek Yüzü

Resim
İslam Düşmanı pierre lotinin Gerçek Yüzü Fransız piresinin İslamofobist olduğunu isbat eden arşiv vesikasının çevirisi; İslam düşmanlığını kitaplaştıran pierre loti, bu tefevvühat-ı garazkaranesini 1889'da AU MAROC nam eserde meydana koymuş ama malesef bu herif-i na-şerife sonradan Türk dostu denilerek kucak açılmış! Yetmemiş Eyyüp civarında İstanbul'un en gözde mekanlarından olan ve tarihte Kasr-ı İdris Mahallesi, İdris Köşkü, İdris Köşkü Tepesi gibi isimlerle yad edilen, meşhur Heşt Behişt'in de müellifi olan İdris-i Bitlisi'in hatırası kaldırılarak, alenen İslam düşmanılığı yapan birinin adı verilmiş bu mübarek tepeye. Tepe tepe kullanılsın diye mi! Bu pierre'nin İslam'a hakaretler yağdırdığı kitabın Fransızca pdf'si; AU MAROC'u indir  Kitap içerisinde İslam dinine Osmanlı sultanlarına hakaretler diz boyu. Fransızcamız yok ama ilgili bazı yerler için yardım aldım. Tam bir nefret ve kin… Fransızcası iyi olan bir arkadaşın ilgili bölümleri çevirerek bu

Heykelini Yaptıran İlk Padişah

Resim
Heykel seviciliği maalesef Osmanlı'nın son dönemlerinden kalma bir hastalıktır. Sultan Abdülaziz, 495.000 kuruşa (4.500 Sterlin) tunçtan iki heykelini İngiliz heykeltıraş olan Charles Fuller'e yaptırmıştır. Heykeli yapılan/yaptırılan ilk padişah Abdülaziz'dir.  Konuyla ilgili ekteki belgeyi Youtube kanalımızda okuduk;   Zafer Şık

Arşiv derslerimiz artık Udemy'de

Resim
Udemy sitesindeki Osmanlı Türkçesi arşiv belgelerini okuma ve anlama derslerimize  LİNKİNDEN  ulaşabilirsiniz. Zafer Şık

Zafer Şık Kitapları

Resim
Kitaplarımız; - Görüntülü Konuşan Kitap; Siyakat Yazısı Videolu Okumalar - Görüntülü Konuşan Kitap; Divani Hattı Videolu Okumalar - Hazine-i Evrak Rehberi - Hatt-ı Hümayun Rehberi - Fıkra Tellalı - Lügat-i Şerʻî - Şer'iyye Sicilleri Sözlüğü - Osmanlı Arşivlerinde Tezkire - Bardas 1843 Nüfus Sayımı - Sirac (Naat-ı Şerifler)   Zafer ŞIK'ın kitaplarını pdf olarak ücretsiz indirme linki Hazine-i Evrak Rehberi, Zafer Şık Görüntülü Konuşan Kitap; Divani Hattı Videolu Okumalar, Zafer Şık Görüntülü Konuşan Kitap; Siyakat Yazısı Videolu Okumalar, Zafer Şık Hatt-ı Hümayun Rehberi, Zafer Şık Fıkra Tellalı, Zafer Şık Lügat-i Şerʻî - Şer'iyye Sicilleri Sözlüğü, Zafer Şık Osmanlı Arşivlerinde Tezkire Bardas 1843 Nüfus Sayımı Sirac (Naat-ı Şerifler)

Hazine-i Evrak Rehberi

Resim
Osmanlı Türkçesi arşiv okumalarında, Osmanlı paleografya ve diplomatikasında kendini geliştirmek isteyenler için bir klavuz olarak hazırladığım Hazine-i Evrak Rehberi isimli bu kitabımı siz Osmanlıca severlerin hizmet ve takdirine sunuyorum. Hazine-i Evrak Rehberi isimli bu kitabımızı BURADAN ÜCRETSİZ İNDİREBİLİRSİNİZ .

Divani Hattı Videolu Okumalar (Görüntülü Konuşan Kitap)

Resim
Görüntülü Konuşan Kitap; Divani Hattı Videolu Okumalar kitabımızı internette yayınladık elhamdulillah. Ücretsiz indirebilirsiniz; GÖRÜNTÜLÜ KONUŞAN KİTAP LİNKİ Zafer Şık

Görüntülü Konuşan Kitap Siyakat Yazısı Videolu Okumalar

Resim
Görüntülü Konuşan Kitap Siyakat Yazısı Videolu Okumalar Siyakat hattında kendini geliştirmek isteyenler için hazırladığımız bu kitabı ister cep telefonu ile isterse dokümanların çıktısını alıp kullanmanız mümkün. Siyakat metinlerinin çevirisine, cep telefonu ile kullananlar (tablet-bilgisayar vs dahil) her dersin içindeki linke, çıktı almak suretiyle fiziki kitap olarak kullananlar da yine her dersin içindeki karekod (QR Code) ile Youtube'ta sayfamızdaki ilgili siyakat yazısı videolu okuma metnine ulaşabilecekler. Ayrıca siyakat metinlerinde en çok kullanılan terim ve lügatler de eklenmiştir. Youtube'ta Zafer Şık kanalımızda bu ders esnasında unuttuğumuz veya olası yanlış okunan kelimelerin tashihi yine video açıklamasına eklenmektedir. Bu cihette medrese-i youtubiyye adını verdiğimiz kanalımızdaki her dersi izlemeden evvel mutlaka açıklamasını okuyunuz. Medrese-i Youtubiyye'den… Zafer Şık Görüntülü Konuşan Kitap Siyakat Yazısı Videolu Okumalar'ı İNDİR

Medrese-i Youtubiye

Medrese-i youtubiye veya medrese-i yutubiye bizim Youtube'ta Osmanlı arşiv okumaları yaptığımız  Zafer Şık kanalımıza verdiğimiz isimdir.

Şifre Miftahı ve Osmanlı'da Şifreli Yazışma

Resim
Milletçe, öğrenilmesinde ya hiç katkısı olmayan veya az katkısı olacak meselelere acayip surette meraklıyız; bir arşiv vesikasında ne yazdığını, belgenin ruhuna nüfuz etmeyi değil de yıpranmış, kırılmış, okunamaz hale gelmiş bir kitabeyi, bir mezartaşını okuma veya okutma telaşına düşüyoruz. Arapça yazısı havası veren ama karalamadan ibaret olan bir kolyedeki yazılar soruluyor veya bir hattatın bir ecnebi ismi yazması merak ediliyor. Ne Arapça, ne Farsça ne de Osmanlıca olmayan ama bu alfabe ile yazılan bir kelimeyi, cümleyi çözmek için günlerce uğraşılıyor. Aynı levhayı bir bakıyorsunuz 100 kişi özelden size sormuş, 1000 kişi de sosyal medyada bunu paylaşmış ne yazdığının derdine düşüyor. Bu cihette merakımızı boş şeylerden dolu meselelere kanalize etmemiz gerekiyor. Ayrıca biraz kitap, lügat karıştırmayı öğrenmemiz gerekiyor. Hiç araştırma yapmadan, 'benim kafam yorulmasın' edasıyla meşakkate girmeden, hemen bir başkasına soruyoruz. İlmin bir izzeti vardır. Siz ona eği