İdris-i Bitlisî Katil mi Kahraman mı?

 Tarihi araştırmalardan yoksun ki zaten içinde bir Osmanlı adavetini daima diri tutanlar, "İdris-i Bitlisî 40 bin kızılbaşı katletti." diyerek hem İdris-i Bitlisî'ye hem Yavuz Sultan Selim'e esasen Osmanlı'ya saldırıp galiz küfürler ediyorlar. 500 sene sonra gelip hiç sorgulama yapmadan yapılan bu taarruzlar ahlaki değildir. Evvela şunları sormak lazım;

- Gerçekten 40 bin kızılbaş katliamı var mıdır? 

- Sayı ne kadar olursa olsun nedeni nedir? gibi o zamanın koşulları göz önüne alınarak değerlendirilmelidir.

Bir de bu iddiayı söyleyenler diyorlar ki, İdris-i Bitlisî (İdris b. Hüsameddin) bunu Selimname adlı eserinde yazmış.

Buradan başlayalım.

Osmanlı, İslam'ın iktizasınca savaşta dahi katliam yapmamıştır.

Selimname veya Selim Şah-name denilen bu kısa eser meşhur Heşt Behişt'e zeyl olarak yazılmıştır. Asıl adı da Zeyl-i Heşt Behişt'tir. Bursalı Mehmed Tahir, Sebilü'r-reşad'ta bu zeylin İdris-i Bitlisi'nin oğlu Ebu'l-fadl Mehmed Efendi tarafından yazıldığını beyan etmiştir. Malum, Heşt Behişt ilk Farsça Osmanlı tarihi kitabıdır ve manzumeler halinde yazılmıştır. 1514'te Osmanlı ile Şah İsmail arasında meşhur Çaldıran savaşı vuku' bulmuştur. İdris-i Bitlisi o bölgede önemli komutanlıklar yapmıştır. Bugün ülkemizde kardeşçe yaşadığımız kızılbaşlar, o dönemde Şah İsmail ile ittifak edip Osmanlı'ya karşı bayrak açmışlardır. Kaldı ki Tebriz'in ileri gelenleri Yavuz'dan yardım istemişlerdir. Tıpkı geçen yıl Türkiye'den yardım isteyen Suriyeli aşiret liderleri ve 'rejim muhalifi' olan grup gibi düşünülebilir.

Şimdi Osmanlı'ya başkaldırmış ve savaş açmış Şah İsmail'le yapılan savaşta düşman safında yer alıp Osmanlı ile savaşta öldülülenlere bugün kalkıp, şu kadar kızılbaş öldürüldü nazarıyla bakmak bırakın tarihçilikle insanlıkla dahi bağdaşmaz.

Evet tarihteki kızılbaş seferi, Osmanlı'ya isyana kalkışmasının sonucudur.



Osmanlı imparatorluğu yeri geldiğinde isyankar Kürt aşiretleri için de Arap aşiretleri için de, kendi içinde isyana kalkan gruplar için de aynı tutumu sergilemiştir. Devlet, bekasına yapılan taarruzları kim olursa kabul etmez. Ki devletin bekasına su-i kasd olma ihtimali olabilir diye bazı dindar padişahların kundaktaki çocuğu dahi katlettiren bir dönemden bahsediyoruz. Yeri gelmişken şeyhülislamdan fetva alınarak dahi olsa bu kardeş katli hadiselerini çok yanlış bulduğumu da ifade etmek istiyorum.

2020 yılında yaşıyoruz. Türkiye'de her milleten, her ırktan vatandaşlarımız var ve kardeşçe yaşıyoruz. Önemli olan da budur.

Zafer Şık

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Berat nedir?

Şifre Miftahı ve Osmanlı'da Şifreli Yazışma

Mehmet Akif Ne Dedi, Kadir Mısıroğlu Ne Anladı